Çocuklarımı asla okula göndermeyecektim. O ‘okul’ dedikleri binalarda sıkıştırıyorlar, çarkın dişlilerine uyup onları büyütecek yassı demirler haline getiriyorlardı yavrucakları. Üzeri bir sürü duygusuz sözcük yazılmış demirler… İzin verebilir miydim hiç? Ben yavrularımı rengarenk bir fikir evreninde büyütmüşken; baktıkları her şeye bir çiçek dürbünü içinden bakmalarını, o renklilikte görmeyi öğretmişken okullara mı gönderecektim onları? Mümkün değil olamazdı böyle bir şey. Onun için kaçırdım onları… Kendim de kaçabildim böylece… Herkes sahte diploma düzenleyebiliyordu. Ben niye yapamayacaktım ki? Bir şekilde halledebilirdim. Onları her şeyden haberdar yetiştirecektim hem de. Kendi işlerini kendileri halledeceklerdi böylece. Bir ormana kaçtık… Orada küçük bir bölge bulduk kendimize ağaçlarla, …