17.01.2018

Güllerin içinden en güzel kokanını bulmalıydım. Sonra onu alıp ona götürecektim. Belki fark ederdi. Belki bir şey ifade ederdi. Bir ölü göremezdi ama koklayabilirdi ruhu belki. Belki… İşte bulmuştum! Bembeyaz bir güldü. Limon gibi kokuyordu. Biraz da şeftali, biraz da kavun… Sonra onu mezara, mezarına götürüp mezar taşının altına, ezilmeyecek bir şekilde yerleştirdim. Bir kıpırtı bekliyordum. Apansız esen bir rüzgar belki… Belki güneş ışınlarından oluşan, apansızca başımın üzerine yerleşen bir hale… Ya da bir ses, deniz kabuğuna kulağını dayadığında çıkan… Bir şey olmasını bekliyordum işte. Her şey olabilirdi. Belki bir yıldırım olurdu. Tam üzerime düşer, yakıp kavururdu. Sonra belki bir …

Okumaya Devam Et