İncilerle bezenmiş gümüş bir kupanın içindeki basit görünen ve kokan, yüksek dağlardan gelmiş tertemiz ve tatlı su gibiydi. Onu herkes severdi bir zamanlar. Oysa şimdi… Elini boynundaki gümüş muskaya götürdü. Ne yapacaktı şimdi? “Keşke kötü birisi olsaydım,” diye geçirdi içinden. “Keşke onların yapmış olduğumu söylediği bir tek şeyi olsun yapmış olsaydım gerçekten.” Kime neyi kanıtlayacaktı? İstemiyordu ama. Kimseyle mücadele etmek, kendisini insanlara kanıtlamak istemiyordu. Gidecekti… Sadece oralardan uzaklaşmak istiyordu. Ama bu uzaklaşmanın sadece bir ara olduğunu da biliyordu. Eninde sonunda geri dönmek zorunda kalacağını… Hayat böyleydi çünkü. Aşamadığın bir şeyi daima karşına çıkartırdı. Gözyaşlarındaki tuzu diliyle kontrol ettikten sonra yoluna …