11.11.2023

Adalet için bir tek insanı beklemektense, adaletin tecelli etmesi için tasarlanmış yüz binlerce robottan birini çağırmak… Ne kadar da yol kat etti insan denen yaratık. Oysa zorbalık, gölgesi gibi geldi peşinden. İnsan ne kadar yol gittiyse o da gölge gibi takip etti. Ne olursa olsun, artık yargılamak çok daha kolaylaştı. Herkes eşit şartlarda yargılanıyor. Adaletin gözü gerçekten kör. Yani zengine fakire; yakışıklıya çirkine bakacak gözden yoksun. Duyguları da yok; çünkü karar verip adaleti sağlayanlar robot. Ne olursa olsun, insan faktörü her zaman bir şekilde adaleti aşmayı bildi. Yine de; sistemimiz son derece iyi. Düşünün, bunu sistemin çarklarında ezilmiş birisi olarak …

Okumaya Devam Et

26.10.2023

İncilerle bezenmiş gümüş bir kupanın içindeki basit görünen ve kokan, yüksek dağlardan gelmiş tertemiz ve tatlı su gibiydi. Onu herkes severdi bir zamanlar. Oysa şimdi… Elini boynundaki gümüş muskaya götürdü. Ne yapacaktı şimdi? “Keşke kötü birisi olsaydım,” diye geçirdi içinden. “Keşke onların yapmış olduğumu söylediği bir tek şeyi olsun yapmış olsaydım gerçekten.” Kime neyi kanıtlayacaktı? İstemiyordu ama. Kimseyle mücadele etmek, kendisini insanlara kanıtlamak istemiyordu. Gidecekti… Sadece oralardan uzaklaşmak istiyordu. Ama bu uzaklaşmanın sadece bir ara olduğunu da biliyordu. Eninde sonunda geri dönmek zorunda kalacağını… Hayat böyleydi çünkü. Aşamadığın bir şeyi daima karşına çıkartırdı. Gözyaşlarındaki tuzu diliyle kontrol ettikten sonra yoluna …

Okumaya Devam Et

19.10.2018

“Rakına buz ister misin hanım kızım?” “Yok, buzsuz ve susuz içerim ben amcacığım, sağ olasın…” “Peki evladım, sağlığına.” “Sağlığınıza… Balıklar çok iyi kızarmış, ellerinize sağlık.” “Afiyet olsun. Senin bana yaptığın şeyden sonra lafı bile olmaz, Allah razı olsun senden.” “ne demek amca, benim işim bu.” “Olur mu yavrum, kim hiç tanımadığı bir insan için mesleğini tehlikeye sokar?” “Ben…” “Eh, o belli oluyor da; neden bunu yapıyorsun be kızım? Kendimi unutup senin için korkmaya başladım. Utanıyorum… Ya bir şey olursa diye yüreğim yerinden oynuyor. Vicdan azabı beni mahveder eğer öyle bir şey olursa. Hiç başlamasak mı acaba?” Fakir bir hanede, sallanan, …

Okumaya Devam Et

22.08.2018

Yeni bir ihbar daha gelmişti. Bir tatil gününün ertesinde, en büyük morga sahip hastanelerin birindeki cesetlerin tümü mumyalanmıştı. Bu yeterince tuhaf değilmiş gibi, tüm cesetlerin yanlarında, kendi evlerinden çalınmış özel eşyaları, yüzük, kolye gibi takılarından kemerlerine, kitaplarından müzik aletlerine kadar birçok şeyleri de; bulunmaktaydı ve ölülerin bulunduğu çekmecelere olabildiğince muntazam bir biçimde, onların kullanımına sunulmaya hazır bir şekilde konulmuştu. Bazı küçük şeyler de sargılarının arasına yerleştirilmişti. Tıpkı Mısır geleneklerinde olduğu gibi. Bu, üçüncü hastaneydi ve böylesine büyük bir hareketin nasıl olup da bir günde gerçekleştirildiği bu durumla ilgili herkesin merak konusuydu. Her şey bir yana, bu garip hareketin nedeni bile …

Okumaya Devam Et

31.03.2018

Onunla bir tramvayda tanışmıştım. Zorba bir adamla kavga eden bir kadını ikimiz aynı anda savunmuştuk. O adamın haddini birlikte bildirmiş olmak harikaydı. Her zaman adalet duygusu olan birisini istemiştim ben. Belki de tek kriterim buydu ve o, benim kriterime uyuyordu. Tabii ilk tanıştığımızda böyle düşünmemiştim. Sadece onu taktir etmiştim ve elimi uzatmıştım “çak” yapmak için. Zorba adam tramvaydayken hem de. Ellerimiz temas ettiğinde aklıma gelmişti onun kriterime, bir tanecik kriterime, ne kadar uyduğu… Uysa ne olacaktı ki? Belki evliydi, belki bir sevgilisi vardı, belki benden hoşlanmamıştı… Ben ergen miydim ki bir tramvayda karşılaştığım birisinden etkilenip… Hoş, böyle bir şeyi sadece …

Okumaya Devam Et