Bir varmış bir yokmuş… Ormanın birinde, sümüklü bir sırtlan yaşarmış. Ne yapmış yapmış, ormanın kralı oluvermiş. O kral olduktan sonra orman sakinleri bir de bakmışlar, yavaş yavaş tüylerinden olup hafiften hafiften kel kalıyorlar. Bazı ak sakallı hayvanlar maden olan yerde ot bitmediğini söyleyerek teselli ediyorlarmış bizimkileri; ama bu gidişe bir dur denemiyormuş bir türlü. Ne yaparlarsa yapsınlar git gide kelleşiyorlarmış zavallı hayvancıklar. Oysa Sümüklü Sırtlan’ın mübarek tüyleri gürleştikçe gürleşiyor, gövdesi gürbüzleştikçe gürbüzleşiyormuş. Yıllar, yıllar geçmiş. Bir gün, ansızın bazı hayvanlarda ölümcül çıbanlar da çıkmaya başlamış vücutlarının muhtelif yerlerinde. Bu çıbanlar o kadar çok can almış ki, en son, Sümüklü Sırtlan …
Etiket: sırtlan
22.06.2018
Ormandaki tek zebra olmak… Daima kaçmak ve saklanmak… Her an öleceğini bilip arkanda hiçbir şey bırakmayacağını bilmek… Ve bunların hiçbir avcı tarafından önemsenmeyeceğini bilmenin kekremsi şüphesizliği… Avcılardan kaçtığı her gün için, kendisini duyurup yakalanacağını tahmin etse de sevincini açığa vuran, sırtlan kahkahasına benzese de; içindeki utku dolu sevinci saklamayan iyi huylu bir kahkaha attığı o saniyeler için yaşamak…