18.01.2018

Bir mağara tırmanıcısıydım. Profesyonel falan değildim. Ben ve ne hikmetse yanımdan bir türlü ayrılmayan sadık yarasa… Bir yarasayı kendime nasıl bağladığım benim bile çözemediğim bir gizemdi ama onu olduğu gibi kabullenmesini bilmiştim. Mağaracılık takım işidir. Başkasına ihtiyacın vardır her an… Olacaktır… Ama benim yoktu işte. Bilakis… Başkası olsa elim ayağıma dolanırdı. Ben tek başıma mutluydum. Ve yarasa… Ona bile benim yarasam demiyordum. İyelik ekleriyle bir sorunum vardı. Varsın olsundu. O gün de yine bir mağaradaydık. Sarkıtlar, dikitler, tavandan damla damla dökülen mineralli su… Sıradan bir mağaraydı işte. Taban olmadığı için tavanda ilerliyordum teçhizatımın desteğiyle. Yarasa da bana yardımcı oluyordu. Artık …

Okumaya Devam Et