Haftada bir gün, genellikle pazartesi günleri, gün boyunca yemek yemezdi. Sadece akşamları su içerdi ama bu dini bir vecibe değildi onun için. Aç kalmayı seviyordu. Açlıktan sonraki tokluğu daha çok seviyordu. Dayanıp dayanamamak değildi mesele. Açlığı, dayanabileceği bir şey olarak görmüyordu. O yoksunluktan zevk devşirmişti ve bunu kendisine zarar vermeden sürdürmeye çalışıyordu. Mesela, başı dönecek olsa hemen yemek yiyebiliyordu ve bu onun için hiçbir sorun olmuyordu; çünkü o zaten aç kalmaktan zevk alıyordu ve aldığı zevki sürdürmek için sağlıklı olması, bu sevgisinin onu ele geçirmesine izin vermemesi gerektiğini biliyordu. Aslında bu yoksunluktan zevk devşirme hali sadece açlık için geçerli değildi. …