26.05.2018

Maden suyumu yudumlarken; midemin rahatlamasını sağlayan bir sıvının varlığına şükran duymaktaydım. Yine de keşke midemle ilgilenen bir sıvı olduğu gibi ruhumla da ilgilenebilen bir sıvı olsaydı. İlgiye o kadar muhtaçtım ki, işlevi mide rahatlatmak olan bir şeye, sanki bir şansı varmış, sanki işlevini sırf benim için yapıyormuş gibi davranmıştım. Aslında olanları duygusal nedenlere bağlayıp onları yine kendi yapıştırdığımız duygu ve bahanelere bulayarak kendimize servis edip afiyetle yemek, her zaman ve her yerde hiç fark etmeden uyguladığımız bir rutindi. Hem de her insan için geçerliydi bu durum. Maden suyunu bile şikayetçi olduğum yoksunluklarıma bağlamıştım. Bundan ötesi ne olabilirdi ki? Neden nankörlük …

Okumaya Devam Et

18.05.2018

Haftada bir gün, genellikle pazartesi günleri, gün boyunca yemek yemezdi. Sadece akşamları su içerdi ama bu dini bir vecibe değildi onun için. Aç kalmayı seviyordu. Açlıktan sonraki tokluğu daha çok seviyordu. Dayanıp dayanamamak değildi mesele. Açlığı, dayanabileceği bir şey olarak görmüyordu. O yoksunluktan zevk devşirmişti ve bunu kendisine zarar vermeden sürdürmeye çalışıyordu. Mesela, başı dönecek olsa hemen yemek yiyebiliyordu ve bu onun için hiçbir sorun olmuyordu; çünkü o zaten aç kalmaktan zevk alıyordu ve aldığı zevki sürdürmek için sağlıklı olması, bu sevgisinin onu ele geçirmesine izin vermemesi gerektiğini biliyordu. Aslında bu yoksunluktan zevk devşirme hali sadece açlık için geçerli değildi. …

Okumaya Devam Et