27.02.2020

Yürüyordum. Hırpani bir yaratık, yanında aç bir yaratıkla benimle birlikte yürüyordu. Onlar durdular, ben de istemsizce, bu iki yaratığın arasındaki sohbeti merak ederek durdum. “Arkadan olursa yirmi lira daha,” diyordu hırpani yaratık. Aç olan kabul ediyordu salyalarını bile toparlamadan. Yine de ellerini ovuşturmayı ihmal etmiyordu. Karlı bir alışveriş yapmıştı. Birlikte yürümeye başladılar. Benim gittiğim yöne gitmeyeceklerdi. Hırpani olanı düşündüm. Kendisine ait olmayan bir şey üzerinde fiyat belirtir gibiydi. Duygusuzdu. Pazardaki çığırtkanlar kadar dahi istekli değildi. Oysa onlar ellerine geçici bir şekilde alıp hemen satarlardı mallarını. Onlara bağlı olmadıkları içindi bu kadar coşkuyla bağırmalarının nedeni belki. Ürünlerini kendileri yapanların ya da …

Okumaya Devam Et

23.05.2018

İşsizdim. İş aramaktan dahi vazgeçmiş bir işsiz… Tam on bir yıldır dileniyordum. Onu bile doğru düzgün yapamıyordum. Bir dilencinin iş bilirliğine bile sahip olamıyordum. Nerede kaldı gerçek bir işe sahip olmak… Bir gün, özensiz giyimli bir adam önüme iki yüz liralık bir kağıt para attı. Teşekkür etmeme rağmen yanımdan ayrılmamıştı. Biraz sağdan soldan konuştuktan sonra bana bir deneyinde yardımcı olup olmayacağımı sordu. Eğer isteğini kabul edersem ciddi bir miktar vereceğini ekleyerek… Kabul etmiştim; çünkü dilenmekten bıktığımı hissetmekteydim. Zaten açlığım son raddeye gelince dilenmeye başlıyordum artık. Güçsüz olduğumdan dilenemiyordum ve gerçekten ihtiyacım olsa dahi kimse bana bir kuruş dahi vermiyordu. Zaten …

Okumaya Devam Et

18.05.2018

Haftada bir gün, genellikle pazartesi günleri, gün boyunca yemek yemezdi. Sadece akşamları su içerdi ama bu dini bir vecibe değildi onun için. Aç kalmayı seviyordu. Açlıktan sonraki tokluğu daha çok seviyordu. Dayanıp dayanamamak değildi mesele. Açlığı, dayanabileceği bir şey olarak görmüyordu. O yoksunluktan zevk devşirmişti ve bunu kendisine zarar vermeden sürdürmeye çalışıyordu. Mesela, başı dönecek olsa hemen yemek yiyebiliyordu ve bu onun için hiçbir sorun olmuyordu; çünkü o zaten aç kalmaktan zevk alıyordu ve aldığı zevki sürdürmek için sağlıklı olması, bu sevgisinin onu ele geçirmesine izin vermemesi gerektiğini biliyordu. Aslında bu yoksunluktan zevk devşirme hali sadece açlık için geçerli değildi. …

Okumaya Devam Et

07.11.2017

Evinden çıkmak dahi istemiyordu ama mecburdu. Karnını doyurmak zorundaydı. Dış kapıyı üç kere kilitledikten sonra bezmiş adımlarla kendisini sokağa sürükledi. Bir yandan da saldırıya uğrarsa karşı koyacak gücü olup olmadığını sorguluyordu. Keşke daha erken, henüz gücü kuvveti yerindeyken çıkmaya cesaret edebilseydi. Sağ ayağının ucunu ağır kapıdan çıkarır çıkarmaz bir kadın çığlığı çalınmıştı kulaklarına. Yine yol ortasında tecavüz ediliyordu kadının birine. Gözlerini bile kaçırmadı; çünkü kaçırdığı yerde daha kötüsünü görme ihtimali çok fazlaydı. İşte, bir çocuk kendisinden küçük bir çocuğu yere yatırmış, hem küçük çocuğun olması muhtemel olan bir ekmeği yiyor hem de çocuğun üzerinde tepiniyordu. Birazdan da ona tecavüz ederdi …

Okumaya Devam Et