Sabahtan beri kargalar ötüyordu. En çok sevdiğim ses… Evet… Kargaların sesleri… Kişilikli, herbiri hem de…
Birkaç kargayla konuşabilseydim, eminim ki hepsini seslerinden tanırdım. İşte bazen insanlar bir karga kadar dahi kişiliklerini seslerine veremiyorlar.
Kargalarla başladı günüm. Ayrıcalıklıydım bugün. Her zaman karalansa da bazen kendim de düşünmeden karalasam da hatta… Kargalara hep saygı duymuşumdur ve onların sesleriyle başlayan bir gün, asla, hiçbir surette, kötü geçemez benim için.
Yürüyordum ve bir karga konuştu benimle. o kişilikli sesiyle…
“Bak… Ruhuna bak…”
Ne münasebetti. Ruhumla yaşıyordum zaten. Ona nasıl bakmazdım ki!
Başka bir karga başka bir sesle aynı şeyleri söyledi.
Bu kez durdum. Ruhuma bakmaya çalıştım.
Ruhumda onu gördüm. O sesi duydum.
Sonra başkası, başka bir sesle yine aynı sözleri söyleyince, biraz daha dikkatli baktım. Dinledim, dokundum…
Sonra diğeri… Bir diğeri…
Her defasında bir başka kısmını gördüm.
Kargalar bitmedi… Ben yorulmadım…