06.01.2021

Ayağımdaki mantarın beni parça parça yiyeceğinden o kadar korkuyordum ki…
Askerde bulaşmıştı bu meret bana. O zamandan sonra da düşmemişti yakamdan. Lanet olasıca. Parmaklarımın arasında bir sürü çöküntü oluştu derimi koparta koparta. Artık etlerimi…
O iğrenç koku da cabası…
Karbonat, mantar ilaçları, oksijenli su…
O kadar çok şey denemiştim ki…
Sonra bir gün geldi ve koku ve kaşıntı ortadan kayboluverdi.
Yoktu işte. Yoktu… Hiç de bir şey yapmamıştım hem de.
Sadece bir çocukluk yapıp; meydandaki çeşmenin altında ayaklarımı yıkamıştım.
Her gün geri gelmesinden korkarak beklesem de; kaşıntısız bir hayata bir türlü alışamadığımı fark ettim.
Bir korku bulutuyla kalkıyordum sabah. Yine de bir boşlukla uyanıyordum. Tatlı bir kaşıntının boşluğu…
Ben de; ayaklarında mantar olduğunu çok iyi bildiğim bir arkadaşımın terliklerini aldım oraya gittiğim bir gün.
Kaşıntı geri gelmişti.
Korku bulutumunsa sadece rengi değişmişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir