11.12.2019

Aynı apartmanda olup birbirleriyle hiç temasa geçmemek son derece doğal şimdilerde. Oysa bu apartmanda hiç de değil. Aslına bakarsanız burası bir site. Güvenlikli, havuzu bulunan, marketi olan, birkaç bloktan oluşan, hatta bir spor salonunu bile içinde barındıran bir site…
Normalde böyle sitelerde bulunan insanlar birbirlerinden izole yaşamayı tercih eder. Burası farklıdır. Mutlaka bir sebebi vardır bu farklılığın; ama ben bilmiyorum. Her yerden haberdar olamayan bir ağacım ben çünkü. Hatta söylemesi çok zor; ama ağaç bile değilim. Bir şimşir çalısıyım. Bir balığın parçasıyken her nedense diğerleri kurudu ve yalnız kaldım. Balığın kuyruğunun bir parçasıydım; ama sadece ben hatırlıyorum bunu. Nasıl beni de sökmediler anlamadım. Şimdilik yaşıyorum işte. Bereket çimler var da onlar sulanırken ben de nasipleniyorum. Yağmur da oluyor tabii.
Her ne kadar yalnız bir şimşir çalısının günlük hayatını merak etme ihtimaliniz olsa da; kendimden bahsetmek istemiyorum. Bahsedilmeye değer olmadığımdan değil ama ben merak edip heyecanlandığım, sonrasında ne olacağını sabırsızlıkla beklediğim şeylerden söz etmek istiyorum. Ben beni heyecanlandırmıyorum…
Sitede bulunan yüzlerce insanı yapraklarıma işledim ve onları sizinle paylaşmak istiyorum. Hatta kuruyan yapraklarımdakileri bile sonradan taze olanlara temize çektim ki veri kaybı olmasın.
Bu kez size bahsetmek istediğim iki kişi var, bu sitede, aynı apartmanda yaşayıp birbirleriyle hiçbir suretle temasa geçmemiş olan. Diğerleriyle herkesin yaptığı gibi son derece samimi ve nitelikli ilişkiler kursalar da… Aralarında olumsuz bir enerji sezmesem de; tuhaf bir etkileşim olduğu bir gerçek. Kavga etmediklerine son derece eminim. En azından benim anlayabileceğim denli bir şeyler geçmiş değil aralarında. Sadece garip bir tedirginlik…
Aynı cinsiyette olmasalar… Gerçi olsalar da aşık olabilirler. Ben önyargılı bir çalı değilimdir. Çalıların hiçbiri önyargılı değildir aslına bakılırsa. Yine de şu kısa ömrümde birbirlerine aşık olan aynı cinsiyete mensup insana rastlamadım. Sadece güvenlikçinin televizyonundan bir şeyler duydum o kadar.
Belki de aralarında çok farklı bir şey vardır. Bilmiyorum ki…
Karşılaştıklarında bir tek söz etmiyorlar her nedense. Sadece dudaklarıyla gülümsüyorlar birbirlerine. Dişleri bile çıkmıyor meydana. Gözleri hele, zerrece kırışmıyor. Birbirlerinden hoşlansalar kırışırdı herhalde. Aşk bu, bir şekilde belli eder kendisini.
Yok, aşk değil bu. Keşke öyle olsaydı da bilinmez olarak kalmasaydı. Belki de sadece birbirlerini içgüdüsel olarak sevmediler. Bu kadar basit belki de.
Evet evet, bence kesin öyle. Birbirlerini ne kadar da zarifçe sevmiyorlar. Keşke herkes öyle zararsız sevmese.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir