22.02.2024

Aradan ne kadar zaman geçmişti hatırlayamıyorum. Zamanla aram hiçbir zaman iyi olmamıştır. İnsanlar tarafından icat edilmiş bir şeyi neden umursayayım ki? Mecbur olmak başka tabii. Bir doktor randevusunu umursamama lüksüne sahip değilim. Yakın zamanları önemseme mecburiyetimin farkında olsam da hatırlalar tamamen benim kontrolümde. Kapımı çaldığı zaman pek umurumda olmasa da kapıyı açtığımda yüzünün hâlini iyi hatırlıyorum. Giydiği kıyafetleri… Hem de ayakkabılarına kadar… Yüzünü ifadesiz kılmaya çalışmasına rağmen utanç dudaklarının kenarından ve gözlerinden damlıyordu. Temiz, gri bir pantolon giyiyordu. Ceplerinde altıgen bir çerçeve içinde bir ağaç işlenmişti. Kazağı da griydi. Üzerinde çam ağaçları vardı. Galiba beş tane. Hepsi de aynıydı, kalıp …

Okumaya Devam Et

11.12.2019

Aynı apartmanda olup birbirleriyle hiç temasa geçmemek son derece doğal şimdilerde. Oysa bu apartmanda hiç de değil. Aslına bakarsanız burası bir site. Güvenlikli, havuzu bulunan, marketi olan, birkaç bloktan oluşan, hatta bir spor salonunu bile içinde barındıran bir site… Normalde böyle sitelerde bulunan insanlar birbirlerinden izole yaşamayı tercih eder. Burası farklıdır. Mutlaka bir sebebi vardır bu farklılığın; ama ben bilmiyorum. Her yerden haberdar olamayan bir ağacım ben çünkü. Hatta söylemesi çok zor; ama ağaç bile değilim. Bir şimşir çalısıyım. Bir balığın parçasıyken her nedense diğerleri kurudu ve yalnız kaldım. Balığın kuyruğunun bir parçasıydım; ama sadece ben hatırlıyorum bunu. Nasıl beni …

Okumaya Devam Et

28.07.2018

Kış mevsimi olmasına rağmen havalar son derece ılık seyrediyordu. Yine de epey yağışlıydı ve nemin olduğu her yerde olduğu gibi etrafta salyangozlar kol gezmekteydi. Onlara basıp o diş kamaştırıcı çatırtıyı ayaklarımın altında duymaktan takıntılı bir biçimde korkmaktaydım. Bir kere olmuştu çünkü. Gerçekten bir salyangozu ayağımın, o lanetli sağ ayağımın altında ezmiştim. O sert kabuğun altındaki sümüksü madde… Onu hayal etmek bile… Hayatımda hiçbir şeye acımamış olan ben, bu yaratıklara acıyordum. Bu kadar savunmasız oluşlarına. Bir tuz taneciğinin yumuşacık bedenlerini çözüverişine sözgelimi… Acımak, bana gökteki yıldızlar kadar uzak olduğundan, düşünce ufuklarıma kadar dolduruyordu zihnimi bu yaratıklar. Attığım her adımda onları düşünür …

Okumaya Devam Et