Uykumun yarıda kesilmesi, hayatımda alışıldık bir durumdu. Hep aynı şeydi bunun müsebbibi. Bir kuş…
Hayalet gibi flu ama güçlü bir çığlık atan, benden başka kimsenin görüp duyamadığı bir kuş…
Onlarca kuşbilimciye resmini çizsem de hiçbirisinin bilemediği, fotoğrafını bir türlü çekemediğim bir hayvan…
Bir kafede garson olarak çalışırken; on beş yaşlarımda görüp duymuştum onu. Uykum gelmişti ve kimse de uğramıyordu kafeye. Biraz gözlerimi dinlendirmemem için geçerli hiçbir sebebim yoktu; ama kuş ötmüş, ötmüştü.
O andan sonra yaşamak zor bir zanaat oluvermişti. Aslında uyumak…
Peki kuş benden ne istiyor olabilirdi? Ben kendimden ne istiyor olabilirdim?