“Gel bakalım, sana bir şey söyleyeceğim.” “Buyurun?” “Şu adamı görüyor musun?” “…” “Ona şu belleği vermeni istiyorum senden.” “Neden siz vermiyorsunuz?” “Şu parayı da sen al, kendine bir şeyler alırsın.” “Tamam…” Bir çocuğun bana verdiği küçücük bir bellekten sonra değişmişti hayatım. Aralarında geçen diyalog da aşağı yukarı böyle bir şey olmalıydı. Çocuk mantığını kim bilir kaç kuruşa satıp; bana para üstü verirmişçesine uzatmıştı. Gayri ihtiyari almıştım elindekini. Belleği gördüğümde şaşırmıştım. Bunun nereden çıktığını çocuğa soracakken uzaklaştığını görmüş, arkasından gitmemiştim. Sonra da merakıma yenilemeyip; bir internet kafeye gidip belleğe bakmıştım. Sadece bir metin belgesi vardı bellekte. Dosyada, çıktısını almaya bile değmeyen …
Etiket: kafe
21.05.2019
Uykumun yarıda kesilmesi, hayatımda alışıldık bir durumdu. Hep aynı şeydi bunun müsebbibi. Bir kuş… Hayalet gibi flu ama güçlü bir çığlık atan, benden başka kimsenin görüp duyamadığı bir kuş… Onlarca kuşbilimciye resmini çizsem de hiçbirisinin bilemediği, fotoğrafını bir türlü çekemediğim bir hayvan… Bir kafede garson olarak çalışırken; on beş yaşlarımda görüp duymuştum onu. Uykum gelmişti ve kimse de uğramıyordu kafeye. Biraz gözlerimi dinlendirmemem için geçerli hiçbir sebebim yoktu; ama kuş ötmüş, ötmüştü. O andan sonra yaşamak zor bir zanaat oluvermişti. Aslında uyumak… Peki kuş benden ne istiyor olabilirdi? Ben kendimden ne istiyor olabilirdim?
10.12.2018
Doğuştan gelme bir yeteneğim vardı. Kendimi bildim bileli farkında olduğum… İnsanları gördüğüm ya da onlarla telefonla dahi olsa konuştuğum an, en çok yoğunlaştıkları şeyi bilirdim. Çoğunun benzer olduğunu düşünürsünüz. Ne var ki durum öyle değildi işte. Belki tematik olarak benzerdi; ama değişik yoğunluklarda ve farklı biçimlerdeydi yoğunlaştıkları şeyler. Bir kafede garsondum önceleri. Sıkı çalışıp o kafeyi devraldım ve devralır almaz ismini değiştirdim. ‘Mastar’ Adım Tarık’tı ve yanımdaki çalışanlardan birisinin ismi Mazhar olduğundan herkes otomatik olarak Mazhar’ın -mas’ı ile Tarık’ın -Tar’ını birleştirerek oluşturduğumu düşünmüştü bu ismi. Oysa Mazhar’dı. İlk hecesinin son harfi -z idi. Belki de benim bu konuda bilgisiz olduğumu …
03.03.2018
Bir dernekte oturmuş çay içiyordu. Aslında bu derneğe üye değildi ama gelir kaynağı olsun diye ucuz çayı olduğu için geliyordu oraya. Bir de bedava gazeteye istediği gibi bakabilme imkanı bulunduğundan. İş ilanlarına bakması gerekiyordu çünkü. İşsizdi ve bundan ziyadesiyle hoşnutsuzdu. Hayatında ilk defa işsiz kalmıştı ve bu durum, sudan çıkmış balığa dönmesi için yetmişti. Oysa bir işi varken ne kadar da kendinden emindi! On altı yıldır o işte çalışıyordu. Bir çaycı olarak… Pek vasıflı biri değildi ama bir çaycı olsa da oranın kralı oydu. Dedikoduları o bilir, kime neyi yaptıracağını, kime ne için ne kadar rüşvet verilebileceğini, kimi nasıl ikna …
07.02.2018
Kalabalıkta fokurtu sesleri duyulmuyordu. O, yine de elleriyle marpucu kavrayarak sipsiyi dudaklarının arasına alıp derin bir nefes çekti. Fokurtunun titreşimi bile mesdolması için yeterliydi. Bir elini marpuçtan çekerek kendi yapımı olan bir tozu saf suya karıştırmasıyla oluşturduğu bir çözeltiye uzattı. Bu çözelti suya atıldığı an çözülüyor, görünemez, koklanamaz ve tadılamaz hale geliyordu. Bu çözeltiyi bu şekilde tasarlamasının nedeni tüm içecekler arasından sadece suyun tadını beğenmesiydi. Çözeltiyi yudumladıktan sonra yüzünde garip bir gülümseme belirdi. Hayatta ihtiyaç duyacağı her şey bunlardan ibaretti işte. Kalabalık, tütününden marpucuna kadar kendi imal ettiği, çekildiğinde fokurtusunun titreşimini hissedebileceği bir nargile ve yudumlamakta olduğu çözelti… Kontrolünde olmayan …
15.12.2017
Çok mutluydum! Gerçekten çok mutluydum… Uzun zamandır mutlu bile olamazken şimdi çok mutluydum. Şansıma inanamıyordum. Resmen piyangoda büyük ikramiyeyi tutturmuştum. Hem de tam bilet almıştım. Yani tümü bana çıkmıştı. Tam ihtiyacım olan şeydi. Bu parayla neler neler yapmayacaktım ki… Bir çiftlik alacaktım. Özel bir okul yaptıracaktım. Sonra… Henüz düşünmemiştim fazlasını; ama yapacaktım bir şeyler işte. Kim gerçekten para kazanacağını düşünür ki? Detaylı planlarım yoktu. Basmakalıp planlarım vardı henüz. Belki de bu ülkeyle hiç uğraşmaz, yurt dışına çıkardım. Nereye gidebilirdim acaba? Amerika’ya… Neden olmasın. Paramı aldığımda medya benimle epeyce ilgilenmişti. Planlarımı öğrenmek istemişti herkes. Bilmediğimi söyleyince yüzlerinde kıskançlık dolu ifadeleri görmüştüm. …
04.12.2017
Defterini açtı ve karşısındaki adamı çizmeye başladı. Bir kafede çay içerken fark etmişti onu. Şapkasını başından çıkarmadan; ciddi ciddi kakaolu sütünü içiyordu. Bir yandan da bilgisayarında bir şeylere bakıyor, kimi zaman bir şeyler yazıyordu. Bunları yaparken yüzünde hiçbir ifade değişmiyordu. Yarı dalgın, odaklanmış, çevresiyle ilgilenmez bir havası vardı. Hayatında ilk kez bir adama bu kadar ani bir ilgi duymuştu. Kelimenin tam anlamıyla çarpılmıştı işte. Resim yapmaktan pek anlamazdı ama adamla bir daha görüşemeyeceklerine göre onu bir yerde saklama ihtiyacını duymuştu. Resim yapmakla o kadar ilgisizdi ki, toplantılarda dalgın dalgın bir çöp adam bile karaladığını hatırlamıyordu. Karakalem bir resme göre, resimle …