29.05.2018

Büyü yapmayı bilmiyordum. Büyünün varlığından bile emin değildim ama öğrenecektim. Öğrenecektim işte. Büyü diye bir şey var olmalıydı. Aksi taktirde tüm hayallerim yıkılacaktı ve ben buna müsaade edemezdim. Pes etmeyecektim. Bir şekilde gerçeğin peşinden koşup onu yakalayacaktım ve yakaladığım gerçek illüzyon falan olmayacaktı. Saf büyü olacaktı.


Cinciler, Arapça sözcükler, karışımlar…
Çoğu yalandı ve doğru olanlar sanki rastlantı icabı doğru çıkıyordu. Emin olmanın bir yolu yok gibiydi. Yine de pes etmeyecektim tabii.


Voodoo bebekleri, tuhaf ateş büyüleri, aynı tuhaflıktaki iksir tarifleri, bilinmeyen dilde sözcükler…
Bunlar da tam doğruluğu denetlenemeyen şeylerdi.
Aslına bakılırsa, tüm bunların ortak bir noktası vardı ve ben bunu arıyordum.
Galiba ortak nokta, yapacağına ya da olacağına olan inançtı. Zaten onun için büyüden hep korkmuştu insanlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir