Tibet’te, bir gezide karşılaşmışlardı. Birisi astronot, diğeri bir at çiftliğinin sahibi. Birisi erkek, diğeri kadın… At çiftliğinin sahibi olan kadındı. Çiftlik ona ablasından kalmıştı. Ablasına da kocasından… Sadece miras olarak bakmamıştı ama çiftliğe kadın. Orayı tümüyle benimsemişti. Atları teker teker kardeşleriymişçesine sevmişti. Astronot adam ise bir defa dahi uzaya çıkmamıştı. Çocukları eğitiyordu ve bu ona yetmiyordu. İlle de uzaya çıkması da gerekmiyordu. Yalnız kalacağı bir yer istiyordu. Uzay boşluğu gibi… ve yalnız olmadığını bilmek istiyordu. Uzaydaki galaksilerin ve olası hayatların varlığını bildiği gibi… Zaten onun için astronot olmak istemişti. Öğrencilere bir şeyler öğretmek isteseydi öğretmen olurdu herhalde değil mi? O …