Kim bilir neleri düşüne düşüne yürürken; yanına tuhaf, cılız birisi gelip eline bir zarf tutuşturup kaşla göz arasında istediği kadar harcayabileceğini söyleyerek ortadan kayboluverdi. O da neydi? Neyi harcayacaktı? elindeki zarfa aval aval bakakalmıştı. Birisinin ona sertçe çarpmasıyla yolun ortasında olduğunu hatırladı ve yoluna koyuldu. Zarfı yağmurluğunun cebine koydu. Nasıl olsa evine gidiyordu. Orada iyice bakabilirdi. Evinde yalnız yaşıyordu. Ailesinden yeni ayrılmıştı. Yalnızlığın tadına bakmak için… Evinde ses olsun diye bir hamster besliyordu sadece. Devamlı dönmesini izleyip o çıldırtan çılgın sesi dinlemek ona tuhaf bir mutluluk veriyordu. Evine ulaşıp yemeğini yedikten, ardından kallavi bir kahve yaptıktan sonra zarfa bakabilir hale …