Dükkanına girdiğinde, içi öyle bir huzurla doluyordu ki, başka hiçbir şey bu tür bir huzur verememişti ona. Hayatındaki hiçbir şey… Bu dükkanı açmayı kim bilir kaç yaşından beri hayal etmişti. Dekorunu bile o kadar çok düşünmüştü ki, dükkanın kurdelesini keserken niye böyle bir şey yapmış olduğuna hayret etmişti. İki kolu arasında kurdeleyi gerip merasimle nasıl kesmeye gerek yoksa dükkanı için de böyle bir şeye gerek yoktu. O onundu zaten. Yeni bir şey değildi ki… İşte o kadar önemliydi onun gözünde bu dükkan. Hatta laf aramızda, bir şişme yatağı dükkanın aşağısına koymuştu ve çoğunlukla orada kalmaktaydı. Evini kiraya vermeyi kaç kere …