Her gün, Kadıköy’deki bir restorana gidip ince belli bir bardakta zahter çayı içerdim. Dağ kekiğine zahter denirmiş, restoranın sahibinden öğrenmiştim. Kekiğin sindirime iyi geldiğini de söylemişti ama ben bunun için içmiyordum onu. Bana yabani şeyleri düşündüren hayatımdaki tek şey, hayatımda beni özgür ve sorumsuz hissettiren tek şey olduğu için… Ha, bir de; şu Türk filmlerindeki Yumurcak’a benzeyen, mahallemizdeki çocuklardan birisi… Onunla ettiğimiz iki çift laf da bana bu şekilde hissettiriyordu. o kadar teklifsiz, o kadar rahat, o kadar samimi bir çocuktu ki… İşte hayatımı değiştiren o kararı, bir gün, onunla konuştuğumuz iki çift laftan sonra almıştım. Köyünden bahsediyordu. Çoğu zaman …