30.10.2023

Elindeki çapayı kaldırıp tüm vücuduyla toprağa indirdi. Çapanın sapı uzundu. Metale çarpan küçük taşların ve yarılan toprağın sesini işitti. Bir daha… Bir daha… Gövdesinin devinimiyle kendi kendisini hipnotize edene kadar çapaladı. Vücudundan damlayan tuzlu terinin farkında değildi. Derken topraktan bir kök fırladı. Tam önünde üzerindeki ince gövdeyi uzatmaya başlayınca ister istemez dikkatini çekmişti. Gövde uzadı, kalınlaştı… Bunu yaparken kökün toprağa ihtiyacı yok gibiydi. Peki ne yapacaktı? Öylece yürüyecek değildi ya… Öyle yaptı, köklerini hareketlendirerek; yani yürüyerek oradan uzaklaştı. Bir yandan da büyüyerek… Toprağa eskisi kadar ihtiyacı olmayan, ne idüğü belirsiz bir bitki… Gözlerini ovuşturup çapalamaya devam etti.

Okumaya Devam Et

02.01.2023

“Birinci Bölüm” “İkinci Bölüm” “Üçüncü Bölüm” “Dördüncü Bölüm” Sağ salim işten çıkıp eve geldim. Kasaba gitmeme gerek yoktu, etin bir kısmı kalmıştı. Ben de kendime biraz çorba yapacaktım, bana yeterdi. Eve geldiğimde oradaydı. Beni selamlamış, sonra da mindere geçmişti. Bu kez mutfağa gidip çorba yaparken bacaklarıma sürtünüşünde hiç de bir hayvan tanrının gururlu hâli yokmuş gibi görünse de mesele hiçbir zaman gurur olmamıştı. Zaten bunu yaparken bile son derece gururlu görünüyordu. Sevgisini gösterenlerin o içten yanmalı gururu vardı onda. Neden bilmiyorum ama bu hayvan beni sevmişti. Ben de sevgisiyle kutsanmış, pırıl pırıl parlamış hissediyordum. Bu kez de yemeklerimizi göz göze …

Okumaya Devam Et

04.08.2018

Her gün, Kadıköy’deki bir restorana gidip ince belli bir bardakta zahter çayı içerdim. Dağ kekiğine zahter denirmiş, restoranın sahibinden öğrenmiştim. Kekiğin sindirime iyi geldiğini de söylemişti ama ben bunun için içmiyordum onu. Bana yabani şeyleri düşündüren hayatımdaki tek şey, hayatımda beni özgür ve sorumsuz hissettiren tek şey olduğu için… Ha, bir de; şu Türk filmlerindeki Yumurcak’a benzeyen, mahallemizdeki çocuklardan birisi… Onunla ettiğimiz iki çift laf da bana bu şekilde hissettiriyordu. o kadar teklifsiz, o kadar rahat, o kadar samimi bir çocuktu ki… İşte hayatımı değiştiren o kararı, bir gün, onunla konuştuğumuz iki çift laftan sonra almıştım. Köyünden bahsediyordu. Çoğu zaman …

Okumaya Devam Et