21.12.2022

Kafam yamru yumru. Tıpkı ikiz bir soğan gibi görünüyor. Size daha kötüsünü söyleyeyim, içimde de bir başka biri var. Şu ana kadar hiç doktora gitmedim, ama eğer gitseydim, iki çeşit DNA’m olduğunu söyleseler zerre şaşırmazdım. Ben büyüdükçe o da büyüdü. Kafam konusunda her zaman bir şeyler işitmişimdir ama hiç kimsenin sırrımı bilmiyor olması bana üstün olduğumu hissettirdiğinden o laflara hiç üzülmedim. Ben şanslıydım. İki kişiydim ve iki kişi olmak şanstı. Daha az hata yapabilirdim. İçimdeki kişi hangisi, ben hangisiyim diye bile sormuyordum kendime. Ben bizdim işte. Kendimle hiç kavga etmemiştim. Sadece iki ayrı düşünceyi iki ayrı zihin, tarafsızca ölçüp biçerek …

Okumaya Devam Et

17.03.2019

Soğan doğruyordu… Radyonun antenini oynattı; çünkü çok sevdiği program hafif cızırtılı bir yayın yapmaktaydı. Alüminyum folyoyla çekim kalitesini güçlendirmeye çalışmıştı ama dinlemeyi çok sevdiği programı bulunduran radyo istasyonu devamlı cızırdıyordu. Aniden cızırtı kesildi ve net bir şarkı duyuldu radyosunun güçlü hoparlörlerinden. Enstrümansız, çıplak sesli bir şarkı… İki kişi söylüyordu. Detone olmadan… Tertemiz ve mutlu seslerle. Seslerin mutlu olduğunu biliyordu; çünkü söyleyenlerden birisiydi. Yirmi iki yıl önce… Tam yirmi iki yıl… Diğeri çoktan ölmüştü. Yaşasaydı soğanı doğrayacak olan kişiydi. Belki de soğanı kendisi doğrardı; ama soğan doğrama işi kadına ait olurdu genelde ya… Gerçi onlar hiç aynı evi paylaşmamışlardı. Soğanı kim …

Okumaya Devam Et