Gri, pürüzsüz bir yumurta bulmuştu yerde. Yumurtayı eline aldığında üşüdü. Sanki içindeki ölmüş, yumurta ise ölen yaratığın mezarı olsun diye yaratılmıştı. Ölmeye doğuyordu sanki yumurtanın içindeki. Acaba neydi yumurtadaki? Bir kuş mu? Bir sürüngen mi? Bir böcek mi? Yoksa çağlar öncesi bir yaratık mı? Bir dinozor mu sözgelimi… Hiçbiri değildi. Zamanı gelip yumurta çatladığında, gri bir boşluk uzattı başını dünyaya. Boşluk tatlı tatlı sesler çıkartmıştı yumurtadan ilk çıkışında. Eğer görünse kesin anlaşılacaktı ki, yumurtadan yeni çıkmış her canlı gibi ıslak, bir kuş yavrusu gibi tüysüz, Bir yılan gibi yumuşacıktı. Sonra büyüdü boşluk… Ve öldü dünya…