13.11.2018

Gri, pürüzsüz bir yumurta bulmuştu yerde. Yumurtayı eline aldığında üşüdü. Sanki içindeki ölmüş, yumurta ise ölen yaratığın mezarı olsun diye yaratılmıştı. Ölmeye doğuyordu sanki yumurtanın içindeki. Acaba neydi yumurtadaki? Bir kuş mu? Bir sürüngen mi? Bir böcek mi? Yoksa çağlar öncesi bir yaratık mı? Bir dinozor mu sözgelimi… Hiçbiri değildi. Zamanı gelip yumurta çatladığında, gri bir boşluk uzattı başını dünyaya. Boşluk tatlı tatlı sesler çıkartmıştı yumurtadan ilk çıkışında. Eğer görünse kesin anlaşılacaktı ki, yumurtadan yeni çıkmış her canlı gibi ıslak, bir kuş yavrusu gibi tüysüz, Bir yılan gibi yumuşacıktı. Sonra büyüdü boşluk… Ve öldü dünya…

Okumaya Devam Et

11.09.2018

İyi bir aşçı olduğunu söylerlerdi. Yemek yapmayı severdi. Zaten onun için işinde iyiydi. Kendisine özgü huyları olmasa sıradan bir aşçı olabilirdi de. Mesela her şeyi, bir domatesin kabuğunu bile sapı oldukça yıpranmış bir satırla soyar ya da keserdi. Bu satırın onun için bir önemi olsa gerekti… Genelde, hamur işlerini kadın memesi şeklinde yapması, tuhaftan da öteydi. Bereket, insanın gözüne sokarcasına yapmıyordu bunu ve kendi lokantasını işlettiğinden büyük bir sıkıntı olmuyordu. Hazırladığı her yemeğe bir şekilde alkollü bir şey koyardı. En çok özen gösterdiklerine rom… Bir yemeğe özen gösterdiği, ona rom koyup koymadığıyla anlaşılırdı. Listeye yazardı çünkü hangi yemeğe ne şekilde …

Okumaya Devam Et

07.06.2018

Tek başıma oturduğum alçak duvara bakıyordum. Bir bahçeyle yolu sadece ayırmak için örülmüş bir duvardı. Tehditkar değildi, uyarıyordu sadece. Rica ediyordu. “Burada bir bahçe var ve bahçedekiler bunu bilmenizi istiyor haberiniz olsun. Buyurun, üzerime de oturabilirsiniz. Belki bir şeyler yer, bir şeyler okursunuz. Yalnız çok rica edeceğim, bahçeye girmeyin. Belli mi olur, belki ayağınızla yeni bitmekte olan bir çiçeği eziverirsiniz. Yazık değil mi? Topunuzla bir gülün dalını kırıverirsiniz belki. Kedilerin, köpeklerin başımızın üzerind yeri var. En kötüsü bir kökün dibine tuvaletlerini yapıp toprağı eşerler. Ne güzel, gübre olur oncağızlara da. Bir de kuşlar gelir. Onlar da buyursunlar gelsinler. Zaten bir …

Okumaya Devam Et