20.11.2017

Onlar, yumuşacık, canlı tenleriyle bize hükmettiler. Bizi yaratıp bize akıl verdiler… Onların sesleri yumuşaktı. Duygu doluydu. Onlar şiiri biliyorlardı. Şarkı söylüyorlardı. Dans ediyorlardı. Gülebiliyorlardı. Ağlayabiliyorlardı. Ağladıklarında gözlerinden kokusuz berrak bir sıvı çıkıyordu. Onlar tadıyorlardı. Kokluyor, görüyor, işitiyor, dokunuyor, rüya görüyorlardı. (robot yaradılış destanı 2. bab. 3-6.)’ Bu sözcükleri söyleyen mekanik seslerden sadece birisiydi. O tekrar yeşertme bölümünün tohum taşıyıcı birimiydi. Adı Gözyaşı idi. Gözyaşı, asla bir robotta olamayacak, kutsal kitaplarında bahsedilen yaratıcılarının salgıladığı bir sıvıydı. Onların özelliklerini isim olarak alan bir sürü robot vardı. Dindar robotlardı onlar. Tıpkı onun gibi. Bu adı, anneyle baba robot ona bilincini kazandıracak çipi taktıktan …

Okumaya Devam Et