Tek odalık bir evde kalıyordum. O kadar bir arsa kalmıştı bana miras olarak. Ben de evimin diğer kısımlarını yerin altına inşa etmeye karar verdim. Kayalıklı bir arazi olduğundan müsaitti. Müsaitti ama bunun iyi bir şey olup olmadığından şüpheliydim. Epey sert kayaşları delmem gerektiğinden sıkı çalışmam gerekiyordu. Çok zaman alsa da başarmış, tek gözlük bir odaya bir kral dairesi inşa edebilmiştim. Güneş ışığını toplayıp evimin en ücra köşelerini dahi aydınlatabilmiş, hatta sırf yapabileceğimi kendime kanıtlamak için tüm enerji ihtiyacımı güneşten karşılamamı sağlayacak bir düzenek kurmuştum. Zayıflamıştım. Gözlerim deli deli bakmaya başlamıştı dostlarımın söylediklerine göre. Hoş, pek dostum da kalmamıştı. Bir şekilde …