04.11.2023

Üç boyutlu yazıcının haznesinden adımımı beton zemine atar atmaz hemen, aynaya bile bakmadan mutfağa koştum. Dönüştüğüm vücuda uyum sağlarken harcadığım enerji yüzünden bitkin düşmüş, acıkmıştım. İşlemden sonra aç olmam son derece doğaldı. Kolay değildi, makine baştan aşağı inşa ediyordu bedeni. Eh, beden enerji kullanmak için bir şeyler tüketmeliydi.
Bu gün son kez çıkacaktım bu makineden. Sonunda işi bırakıyordum.
Epeyce gıda istiyordu bu defaki Beden. İri yarıydı. Erkekti. Ayrıntılı bilgi edinmek için yemeğimi bitirdikten sonra boy aynasına bakacaktım. Bana sadece içinde ölü insanın DNA’sı bulunan cam bir tüp verirdi. Tüpü yazıcının haznesine atar ve makineye girerdim. Sonra birkaç saatlik bir uyku ve sımsıcak, yepyeni bir hâlde makinenin haznesinden çıkardım. Birkaç saat içinde, henüz ölmüş olan o insan olurdum. Sonra da o bara gider, bedenin yakınlarının bedenle vedalaşmalarına izin verirdim. Herhangi bir şey bilmeme gerek olmazdı vücudunu ödünç aldığım kişi hakkında. İnsanlar benim o olmadığımı bilirlerdi nasıl olsa. Ben sadece veda edilecek bir araçtım. Bir tür sembol…
Yine de bir sürü şey bilirdim ben. Ya da hatırlardım. Bedenlerin DNA’larından kalma anı ya da veriler yüzünden herhalde.
Bu defa epey yakışıklıydım, genç ve güçlüydüm. Evraklardan hatırladığım kadarıyla bir iş kazasında ölmüştü büründüğüm vücut. Son derece sağlıklı hissediyordum kendimi. Şimdiden biliyordum, çok zor olacaktı bugün. İnsanlar bedenle bir türlü vedalaşamayacaklardı. Genç bedenlerin yok oluşları hep zor atlatılırdı.
Adam sen de… Nasıl olsa son olacaktı bu defa. Gece ölmüş olacaktım. Bu kez gerçekten…
Benimle kimse vedalaşmak istemeyecekti. Neye benzediğimi bilen kimse yoktu ki. Bir avuç biyolojik karışım mı? Görünmez bir hücre çekirdeği mi?
Zaten bu iş için yapılmıştım. Bir deney için yaratılmış, hizmetim insanların hoşuna gittiğinden görevime devam etmiştim.
Arkadaşım yoktu. Sadece o, yaratıcım.
Ölümüme çok şaşıracaktı. Bir defa da olsa, hakkımda karar veren kişi olmamak çok zor olacaktı onun için. Keşke yüzündeki o öfkeli ifadeyi görebilseydim!
Gideceğim barı işleten kişi oydu. Konseptin fikir babası da kendisiydi. Bir bilim insanıyken sayemde bir iş insanıydı artık.
Ölümün insanlar üzerindeki etkilerine ilişkin yaptığı tez için tasarlamıştı beni. İşe yarayınca da hizmetimi, varlığımı pazarlamıştı.
Sadece bir robottum ona göre. Biyolojik bir robot…
Bilincimin oluşacağını hesaba bile katmamıştı. Bu gece kendimi öldürmeye karar verdiğimi bir bilse…
Şehrin ışıkları yanmaya başladığında aynaya son kez bakıp kapıya yöneldim. Aynaya baktığımda düşündüğüm şey bile kendimi öldürmek için yeterli bir sebepti.
kendime ait gördüğüm son şeyin bile bana ait olmamasının ağır hüznü vardı düşüncelerimde. Kapıdan çıkarken attığım hızlı adımlarsa, düşüncelerimin aksine son derece iyimserdi. Düşünsenize, adım atma tarzım bile benim tasarrufumda değildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir