Abanoz ağacını oyarak neredeyse yekpare bir sandal yapmak, hiç mi hiç kolay değildir. Bu, insanın on yıllarını alabilir. Abanoz ağacının her zerresiyle ayrı ayrı uğraşman gerekir çünkü. Öylesine sert, öylesine inatçıdır…
Gerçi böyle bir şey yapmaya bir insanın neden gerek duyacağı anlaşılır şey değil ama… O öyle yapmıştı işte. Üstelik teknesinin pruvasına onun heykelini oymuştu tüm gerçekliğiyle.
Neden? Ona aşık olduğu için mi? Hayır. Onun sevgisini ya da onayını kazanabilmek için mi? Yok, o da değil… Zaten heykelini yaptığı insan çoktan ölmüştü. Sebep de oydu. Onu öldürmüş olmanın suçluluğu…
evet… Onun ölümüne istemeyerek de olsa bizzat sebep olmuştu ve bunun için kendisini bir an olsun affedememişti. Öldürdüğü şahsın karısı da kendisini bağışlayamamıştı üstelik. Sırf bu suçluluk duygusuyla yapmıştı abanoz sandalı.
Bir istiridyeyi denek olarak kullandıkları, zaman makinesine benzer bir manyetik alan icat etmişti denizde. Manyetizmayla zamanı hızlandırıyor, dolaylı olarak da istiridyenin inciyi yapacak maddeyi salgılama işlemini de hızlandırmış oluyordu. Şimdilik sadece bir istiridyeyi etkileyebilecek kadar küçük bir alana hükmedebiliyordu.
Aslına bakılırsa, her şey tereyağından kıl çekercesine zahmetsizce halledilebilirdi. İcadı işe yaramıştı. O kusursuz bir mucitti. İstiridyeye müdahale ederken manyetik alanı etkinleştirmeseydi, o düğmeye basıp onun elini zamanın hızlı akışına dahil etmeseydi…
Böylece vücudunun bir kısmını, küçücük bir kısmını dahi olsa zamanın etkisiyle çürütmeseydi… Ve bu mikro çürüme onu çok yavaşça ve önlenemez bir ölüme mahkum etmeseydi… Her şey iyi gidecek ve icadıyla gurur duyabilecekti.
Oysa şimdi…
Abanoz sandalı yapıp merhumun eşine verdikten ve dişe dokunur, onu rahatlatıp suçluluğunu azaltabilecek hiçbir tepki almadıktan sonra, orada öylece etkin bir şekilde unuttuğu manyetik alana gidip arkadaşına kazayla yaptığı şeyi, kendisine bilerek yaptı.
Ama yıllar geçtikçe manyetik alan büyümüş, istiridye, içindeki inciyle devasa bir hal almıştı. O da çok hızlı bir şekilde çürüyerek; anında öldü. Yanında dünyanın en değerli incisi ve git gide büyüyüp bir virüs gibi yayılacak; zamanı katbekat hızlandıran o manyetik alanla dünyayı tehlikeye sokarak ve bunun için zerrece suçluluk duymayarak…