Yalnız hisseden insanlar için yapıldım. Bedenimi oluşturan her bir parça, onları daha az yalnız hissettirmek, yalnızlıklarını her temasla azaltmak, bir süreliğine unutturmak niyetiyle yapıldı. Kendisi de yalnız hisseden, becerikli biri tarafından…
Sağlamdım. Yıllardır yağmur altında kalsam da üzerimdeki boya bile kalkmamıştı, yeni boyanmış gibiydim, kirlenmez ya da paslanmazdım. İnsanların yalnızlıklarıyla arkadaştım, kalabalıktım.
Ya da bazı hayvanların… Yuvasından düşen bir kuş ayaklarımın dibine kadar sürüklenebilmişti bir gün. Orada huzurla ölebilmeyi ummuş, yaşlı bir kadın tarafından kurtarılmıştı. Birkaç milyon anlığına, hem kadın hem de kuş kurtulmuştu böylece. Terk edilmiş, tek başına nasıl yaşayacağını bilmeyen bir sürü köpek gelmişti bana. Bir süreliğine onların da yalnızlıklarını almıştım.
Kuş yuvasının olduğu ağaçtan düşen bazı tohumlar konmuştu üzerime. Teker teker hepsinin çatlayamama, öylece kalakalma korkuları yalnızlık hissine yol açıyordu. Onları da anlayabiliyordum. Bu hissi de uzaklaştırıyordum hepsinden. Bazları rüzgârı yakalıyor ve toprağı buluyor, bazıları da en azından yalnızlıktan arınarak zamanlarını geçiriyorlardı.
Böyle yapıyordum çünkü bunun için yapılmıştım. Yakıtım yalnızlıktı, içimde iyilik olduğu için değil.