O sesi o kadar çok seviyordu ki, pili bitmekte olan bir walkmande kalınlaşmasına dahi tahammül edemiyordu. Evet, o zamanlar walkmande kaset dinlenilen zamanlardı ve onun muhterem sesi muhterem bir kasete kaydedilmişti. Kasetin kabını kadife bir beze sarar, yastığının arkasında tutardı. Yıllar geçip CD dahi kullanılmaz olmuşken bile hâlâ o kasetten, devamlı şarj edilen pillerle dinlerdi onu. Her gün olmasa bile gün aşırı mutlaka açardı kasedin kabını. Yılların kadife bezi artık eskise de; onu bile değiştirmezdi. O gün, iki yaşındaki bebeğinin elinde gördü kıymetli kasetini. Şerit metrelerce uzamış, kaset sallandıkça uzamaya devam ederken; yüzündeki gülümsemeye paha biçilmeyen evladının gözlerine bakakaldı.
Etiket: #evlat
16.04.2020
Sözüne ruhunu koyan insanlara güven evladım, masaya yumruğunu koyanlara değil. Onlar gürültü kopunca sindikleri gibi başkalarının da öyle yaptığını zannederler. Zavallılardır işte, daha fazla söylenecek bir söz yok. Sözüne ruhunu koyan birisini nereden mi anlayacaksın? Bu da soru mu güzel çocuğum, kendin öyle yaparsan bunu sormana gerek kalmaz ki zaten. Benim gibi kıyıdan kıyıdan seyretme hayatı, aman diyeyim! Birisi geçerken kazayla bir çarpar, o çarptığını bile fark etmez; ama sen öyle bir düşersin ki denizin tam ortasına… bir daha kalkamazsın. Benim gibi böyle en tuzlusundan suyu kepçe kepçe yuta yuta nefes alırsın her defasında. Belki de ölene kadar… İşte böyle… …