20.09.2018

Çok çalışmıştı. Isınmıştı yine. Üç işi yapabiliyordu. Tabii ki aynı anda değil… Küçük bir odada, bir bilgisayarın yanında dururdu hep. Bir koltuğu yoktu. Sade bir sehpanın üzerindeydi. Hem tarayıcı, hem fotokopi makinesi ve hem de yazıcı olan o makinelerdendi. Genç bir yazar müsveddesinin işlerini görmekteydi. Onun ürettiklerini basmak zorunda kalmak midesini bulandırsa da… Sevgi nedir bilmeyen, egosu şişik birisiydi genç yazar. Kendi yazdıklarını bile sevemeyen; kendisini sevemeyen… Kendi adını Yoksun koyan makine, üretmekten, kendi yazdıklarını kağıtlara basmaktan acizdi ve üretme yoksunu olduğundan koymuştu bu adı kendisine. Ürettiği tek şey adıydı ve bundan gurur duymaktan bıkalı tam altı yıl olmuştu. Artık …

Okumaya Devam Et