Çok çalışmıştı. Isınmıştı yine. Üç işi yapabiliyordu. Tabii ki aynı anda değil… Küçük bir odada, bir bilgisayarın yanında dururdu hep. Bir koltuğu yoktu. Sade bir sehpanın üzerindeydi. Hem tarayıcı, hem fotokopi makinesi ve hem de yazıcı olan o makinelerdendi. Genç bir yazar müsveddesinin işlerini görmekteydi. Onun ürettiklerini basmak zorunda kalmak midesini bulandırsa da… Sevgi nedir bilmeyen, egosu şişik birisiydi genç yazar. Kendi yazdıklarını bile sevemeyen; kendisini sevemeyen… Kendi adını Yoksun koyan makine, üretmekten, kendi yazdıklarını kağıtlara basmaktan acizdi ve üretme yoksunu olduğundan koymuştu bu adı kendisine. Ürettiği tek şey adıydı ve bundan gurur duymaktan bıkalı tam altı yıl olmuştu. Artık …
Etiket: fotokopi
01.05.2018
İnsanların tuhaf inançları vardır. Tuhaf totemleri… Bunun nedeni, genellemeler yapan beynimizin sapması olsa gerek. Ne olursa olsun, nasıl olursa olsun bu totemler insan hayatında bazen önemli bir yer tutuyor. Oysa bana kalırsa zihin, bir an önce kanla birlikte atması gereken çöp muamelesi yapmalı onlara. Teker teker tahliye etmeli. Zaten tuhaf kuruntular olmadan da hayat oldukça zorluyor zihnimizi, bir de totemlerin yarattığı kuruntu… Evet, işimize de yaradığı oluyor totemlerin. Ama tamamen tesadüfi bir şekilde yarıyorlar ve sorsak da sormasak da bir işe yaramayacak olan sorularla tüketiyorlar beynimizi. Bir akşamüstüydü. Görmeyi çok istediğim, aslını sorarsanız, kör kütük aşık olmaya başladığım kızın dükkana …