14.09.2018

Altı yaşındaydım. Her şeyi hatırlarım ben. Zaten altı öyle yaşanılanları anımsayamayacak kadar küçük bir yaş değil. Amcam almıştı Zıpzıp’ı bana. Aldığında adı Zıpzıp değildi tabii. Beyaz, biraz mahzun görünüşlü, normal bir tavşan kadar hareketli olmayan bir tavşandı. Ama benden büyük olan kuzenim adının Zıpzıp olmasını istemişti nedense. Öyle de olmuştu. Gerçi onunla pek ilgilenmemişti. Her şeyiyle ilgilenen tek kişi oluvermiştim. Çişi çok kötü kokuyordu ama çok tatlıydı. Seviyordum Zıpzıp’ı. Bir gün, yengem ince iplikten yapılmış siyah bir güpürü dolamıştı boynuna. Çok yakışmıştı. Tüylerinin yumuşaklığıyla güpürün sertliği, ellerimin altında kontrast oluşturmuştu ve bu hoşuma gitmişti. Her gün, saatlerce Zıpzıp’ı severken güpürün …

Okumaya Devam Et