Evet, gerçekten de akıllı, zeki ve duyarlıyım. Onun gibi değilim. Duygusallığın içine gömülerek gerçeklerden kaçmıyorum. Kendimi düşünüyor, kafamı çalıştırıyorum. Yaşamaya çalışıyorum yani. Hayatta kalmaya ve iyi yaşamaya…
Onun gibi değilim ben. Bana sorarsanız duygusallık ya da ne bileyim işte… romantiklik lüksten ibaret. Başka ne olabilir?
“Akıllı ve zeki bir kadın olmanın laneti yani ha?”
Sesi yumuşuyor. İşte budur!
“Eh,” diyorum. Fazla konuşmanın bir anlamı yok. Bu tipler doldurabilecekleri boşlukları sever. Ona benim ne muhteşem bir kadın olduğuma inanmasını sağlayacak bir şey vermeme gerek yok, susmam ve yüzüne düşünceli gözlerle bakmam yeter.
Ha, belki gizemli birkaç söz edebilirim. Mesela:
“Onlar kelebeğin ağa gerili hâlini severler. Kaskatı olsun isterler, zamana karşı donuk olsun. Oysa onu güzelleştiren değişimidir. Bir kelebeği tırtıl ya da ölüyken sevmezler çünkü sadece gözlerinin önündekini görebilirler.”