08.02.2020

Evden başımı uzatır uzatmaz, daha ayağımı atar atmaz gelmişti o meşhur soru. “Nereye?” Yan komşumdu… “Hiiiç” Klasik cevabım. Her şeye uyardı bu mübarek “hiiç.” Sağ olsun. Bu kelime sayesinde kaç kemik kırılmaktan kurtuldu bilemezsiniz. Yani sözün gelişi söylüyorum. Yoksa kemik kıramayacak kadar zayıftır yumruklarım. Öte yandan sevgili dostum “Hiiç” pasif direnişimde en gözde silahtarım ve silahım oluverdi. Yumruklarıma güvenmesem de; ona sonsuz güvenmekteydim. “İyi bakalım, sana iyi gezmeler.” Sana ne arkadaş! Hem gezmekte olduğumu nereden çıkarıyorsun anlamadım. Haa, kesin ağzımdan laf almaya çalışıyor bu. “Gezmeye gitmiyorum ki, bir arkadaşın…” gibi bir şeyler mi duymak istiyor anlamadım. Bozmadım sevgili kurnaz komşumu, …

Okumaya Devam Et