24.10.2018

“Yalnızım! Yalnızım! Yalnızım…” Bu ümitsiz inlemeler bir uçağın kara kutusundaki kayıttan geliyordu. Nasıl olmuşsa olmuş, diğer kayıtlar silinmişti ve sadece bu dokuz uzun hece kalmıştı. Devamlı dinliyordum bu çığlıkları. Yalnız bir adam… Nesli tükenmiş bir canlı… Herkes, teker teker her birey öldüğünde nesli tükenmiş bir canlının son ferdi ölmüştür bana göre. Yoksa çok mu duygusalım? Hayır, öyle değilim, sanmıyorum. Herkes herkese göre aynı galiba. Duyguları genellendiğine göre. Bunun için kitaplar yazıldığına ve çoğu da doğru çıktığına göre öyle olsa gerek. Dördüncü dünya savaşı bitmiş, tek tük insan kalmıştı. En azından birkaç kilometreye iki üç insan düşüyordu bildiğimiz kadarıyla. İnsanlar toplanmaya …

Okumaya Devam Et