06.01.2020

Biyolojik bir topunuzun olduğunu düşünsenize. Yani canlı bir top. Oyunlarda kendisiyle oynanmayı sevecek, bunun için yaratıldığını düşünecek ve yuvarlandıkça, sektikçe mutlu olacak bir top. Bir nevi yemek yemek gibi olacak onun için zıplamak. Bir nevi kinetik enerjiyle doyacak işte. Hatta daha ileri gidelim… Bu top takım tutacak. Eğer birden fazla olursa bazıları centiltop olacak ve tuttuğu takıma kazandırmaya çalışmayacak. Bazıları da; bizimki gibi, şike yapacak… Bir gıdım daha ileri gidelim haydi… Bu top birisine aşık olacak. O hangi takımdaysa ona kazandıracak. Diğer arkadaşlarıyla arasındaki hatır-gönül ilişkilerini kullanacak onun için. Bu topun laftan anlamayan bir yüreği olacak yani. Hata yapacak onun …

Okumaya Devam Et

20.05.2019

Kahkaha atmayı unutmuştu. Onu güldürdüğünde istem dışı çalışan bir refleksin yapabileceği bir şeymiş gibi kopmuştu diyaframından. Kahkaha atmayı, en azından gülmeyi alışkanlık edinen insanların kendilerine has melodisi bu attığı kahkahada mevcut değildi. Aniden taşan bir süt kadar istenmedik; sütün ocakta yanıp karamelize olduğunda çıkardığı koku kadar çekiciydi. Sütü temizlemek gerekmesine rağmen rahatsız olmazdınız;çünkü çok güzel bir kokusu vardı yanmış sütün. Dahası, kahkaha attıktan sonra temizlenmesi gereken temizlenmek bilmez bir leke çıkmıyordu ortaya. İşte o an kalbimin oyuğundaki sibobu hafifçe ağzına alıp kendi diyaframındaki nefesle şişirmişti. Kahkahasının ani nefesiyle… Bir yuvarlak kadar aerodinamik olmasa da; istediğini yapabileceği kadar işlevsel bir tür …

Okumaya Devam Et

03.01.2018

Bir mısır koçanından mısırları teker teker dişleriyle koparıp yemeye başladı. Ona bakıyordum. Bu küçük eylemine bu denli hesaplı bir şiddet sığdırabilmesine hayret ediyordum. O mısır tanelerine acıyordum. Elinin değdiği her şeye, kendi tenine bile acıyordum. Kasaplık yapmaktaydı. Kasaplara ayıp olmasın ama tam o iş için yaratılmıştı. Kesip biçerek en azından, bir nebze olsun, rahatlıyordu. Evlenmemişti. Henüz onunla evlenecek kadar aklını peynir ekmekle yemiş birisini bulamamıştı. Bir çocuğun topu, koçanı tutan eline değdi ve koçan yarısı yenmiş olduğu halde yere düştü. Soluğumu tuttum… Ne yapacaktı acaba? Topa bir tekme de o attı ve çocuklarla oynamaya başladı.

Okumaya Devam Et