06.01.2020

Biyolojik bir topunuzun olduğunu düşünsenize. Yani canlı bir top. Oyunlarda kendisiyle oynanmayı sevecek, bunun için yaratıldığını düşünecek ve yuvarlandıkça, sektikçe mutlu olacak bir top. Bir nevi yemek yemek gibi olacak onun için zıplamak. Bir nevi kinetik enerjiyle doyacak işte. Hatta daha ileri gidelim… Bu top takım tutacak. Eğer birden fazla olursa bazıları centiltop olacak ve tuttuğu takıma kazandırmaya çalışmayacak. Bazıları da; bizimki gibi, şike yapacak… Bir gıdım daha ileri gidelim haydi… Bu top birisine aşık olacak. O hangi takımdaysa ona kazandıracak. Diğer arkadaşlarıyla arasındaki hatır-gönül ilişkilerini kullanacak onun için. Bu topun laftan anlamayan bir yüreği olacak yani. Hata yapacak onun …

Okumaya Devam Et

16.11.2018

Soluk sesi… Bir insanın yaşamak için verdiği mücadelenin hissedilebilir yegane göstergesi… Bir insanın, yaşayışının melodisi; üflemelilerde soluk, ritimde yürek… Birisine aşık olup olmadığını bilmiyorsan… Ya da onu gerçekten sevip sevmediğini… boş ver beylik testleri, beni dinle… Eğer soluk sesini tanıyorsan, ayırt ediyorsan diğer soluklardan; yüzünün şeklini, sesinin tonunu hatırlamasan da olur… Aşıksındır ona sen. Daha önemlisi, seviyorsundur. İşte o dertli kadın da bahsetmişti bana sevdiceğinin soluğundan. Hayret etmişti garibim, onlarca soluk içinden nasıl ayırt edebildiğine. Hatta kendince bir test yapmış da şimdi hatırlamıyorum. Galiba başkasının telefonundan aramış sevdiceği ama sadece soluk sesinden tanımış, bir olasılık değilmiş, tanımış işte, eminmiş onun …

Okumaya Devam Et

14.06.2018

Erkenden uyanmak benim için oldukça normaldi. Güneşin doğması, uyanmam için yeterliydi. Oysa o gün öğleye doğru uyanmıştım ve bir gün öncesi hakkında en ufak bir şey hatırlamaz bir halde bulmuştum kendimi. Bir gözlük takmaktaydım ki hayatımda başka birisinin gözlüğünü şaka yolu gözüme takmak dışında kullandığım vaki değildi, elime de bir not kağıdı yapıştırılmıştı etiket gibi. Kağıdın üzerinde de kıvrımlı harflerle; “Gözlüğü çıkartma,” yazılıydı. Neden çıkartmayacaktım, onu yazmıyordu. Böyle şeylerden nefret ederdim oldum olası. uyarının nedenini söylemezlerse çoğu kez dinlemezdim; ama bu kez, içimden bir ses, gözlüğü çıkartmamamı söylüyordu. Ve benim nedenini anlamadan dinlediğim tek şey içimdeki sesti. Telefona baktım. Gerçekten …

Okumaya Devam Et

06.06.2018

Keder insanın yüreğine örülen yapışkan, zift kokan bir örümcek ağıdır ve yanıcıdır. Cehennem ateşi gibi, yansa da yenilenir yürek ve bir daha, bir daha, bir daha yanar. Bu ağı ören bir örümcek yoktur ya da kendisini çok iyi gizlediği için izine bir türlü rastlanamaz. Bu ağa her şey yapışır ve sanki yapışan her şeyin ruhu alınırcasına kuruyup sarkmaya başlar yapışanlar. Artık içleri boştur ve her biri yapıştıklarında eşsiz olsa bile kuruduklarında birbirlerini tıpatıp andırırlar. o da bu ağı ören örümceği aramaya, kendi yüreğine doğru bir yolculuğa çıkmıştı. Örümceği bulduğunda öldürecek, ağı son bir defa temizleyip yüreğinin keyfini çıkartacaktı hesabına göre. …

Okumaya Devam Et