10.01.2020

Baklavayı hiç sevmezdim. Tamam, bir zamanlar sevmiştim; ama artık sevmiyordum işte. Önemli olan da buydu.
Şimdi…
Eğer ben geçmişte bir şey anlatacak olsam, baklavanın baş rolde bulunduğu ya da bir şekilde önemli olduğu bir andan bahsedecek olsam o zaman iş değişirdi. Mesela, bayram gününde baklava yediğim için midemi bozduğumu anlatsam, siz de baştaki cümlemi sorgulasanız haksız mı olurdunuz yani?
İşte zaman… Zaman her yere uzantıcıklarını yerleştirmişti böyle. Bir geri çekilecek olsa, sadece parazitin beynini kapladığı için yaşayan bir böcek gibi pat diye olduğu yere yığılırdı evren.
Düşünsenize! Bir düşünün haydi! Tüm cümleler birbirlerine girerdi. Randevu diye bir şey olmazdı. Ohooo… Her şey karışırdı.
Zaman zarfları olmayan bir dil biliyor musunuz? Ben hiç duymadım.
Ne diyordum?
‘Baklavayı hiç sevmezdim’
Evet, ben bir zamanlar baklavayı seviyordum; ama sonra sevmez olmuştum. Şimdi de; baklavayı nasıl tekrar sevmeye başladığımı anlatmak için aldım bir bankanın bana verdiği tükenmez kalemi.
Aslında ben bunun için oturmamıştım masaya. Bir kum saati çizimi yapmayı planlamıştım. Sonra onu bir arkadaşıma hediye edecektim. Dostum, kömür kalemle yaptığım işleri pek severdi. Onun için ona bir tablo yapmak niyetindeydim. Zamanı anlatmak istiyordum ona. Daha doğrusu hatırlatmak. Zamandan bahsetmek…
Pek başı hoş değildi de zamanla.
Onun için kum saatindeki iki hazneyi, birbirlerine bağlı iki kaplumbağa şeklinde çizmiştim. Tıpkı kaplumbağalar gibi, zamanı önemsedikleri için, geçirdiği her anı yaşamasını istemiştim.
Konu baklavaya nasıl mı geldi? Resmi yaparken zilin çalmasıyla… Önce, baklava eve geldi… Sonra da konuya gelecekti.
Baklavayı sevmediğimi komşuma söylemeye gerek yoktu. Teşekkür ederek aldım. Çizim yaptığım masaya koyuverdim belki yanılır da yerim diye. Sonra gözüm katmanlarına kaydı. İncecik, bir sürü katman…
Zaman…
Katman…
An…
Hayatımız zamandan, andan ve katmandan ibaret değil miydi? Bu baklava gibi. Şerbet de içimizdeki, hayatımızdaki enerjiydi. Fazla olunca bayıyor, az olunca kurutuyor, normal olunca da dadından yinmiyordu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir