18.03.2025

Ne Halt edecektim şimdi!
İş görüşmesine gittiğimden takım elbisemle yola çıkmıştım. Jilet gibi ütülemişti karım. Güvenli evimden sokağa çıkınca, işe gitmek için otobüse binecek para olmadığından çok çok erkenden, sabah namazından çok önce kalkıp yürümek zorunda kalmıştım.
Ara sokaklardan birinden geçerken birkaç genç adam önüme çıkıp para istemişlerdi. Paramın olmadığını anlamışlardı ama iş işten çoktan geçmiş, beni iyiden iyiye tartakladıklarından elbisem berbat olmuştu.
Artık benim de gözüm mosmordu. Takım elbisemin de ütüsü bozulmuştu. İş görüşmesine gitmeye kararlıydım ama işi alacağım konusunda hiç umudum yoktu.
Ne zamandır iş arıyordum. Bulmak için küçücük bir ümidim olunca da böyle olmuştu işte.
Ama çoktan hak etmiştim bunu. Ben de çok iyi tanıdığım birisinin gözünü morartmıştım, karımın…
Daha dün bir öfke nöbetinde yapmıştım. Bir kere de değil…
Eğer hoşuna gidersem, iyi bir çalışan olduğumu gösterirsem beni seçip patronum olabilecek adamın nasıl gözüne girebileceğimi düşünürken çocuk aptal gibi çığlık atmıştı. Ben de onu çok şımartıyor diye kadıncağıza basmıştım yumruğu.
Bu delikanlılar beni tanımıyorlardı. Paraları olmadığından beni soymak istemişlerdi. Haksızlardı ama bana borçları falan yoktu.
Oysa karım… Ben onu tanıyordum. Bazı geceler sevişiyorduk. Çocuğumuz nasıl doğmuştu sanıyorsunuz?
Ben onu, tıpkı demin dayak yediğim gibi dövüyordum oysa. Babam da beni öyle dövmüştü ama o babamın suçu değil miydi? Tam otuz yedi yaşında, koca adamdım. O beni dövdü diye ben de karımı mı dövmeliydim yani?
İşte iş görüşmesine giderken korkuyordum. Bir patronum olacak mı diye endişelenmiyordum artık. Kendimden korkuyordum. Kendime verdiğim sözü tutamayacak kadar alçak olma ihtimalinden.
***
Patronuma her şeyi anlatmıştım. Artık bir işim vardı.
Eve gittiğimde, aldığım avansla evin eksikliklerini alırken bir de yepyeni bir ilkyardım çantası aldım. Daha önce hiç almamıştım. Oysa ona öyle çok vurmuştum ki…
Ona kendi ellerimle pansuman yapacaktım. Önceleri pansumanını kimin yaptığını merak bile etmemiştim oysa. Kim yapacak, tabii ki ya kendisi ya da çocuk…
O akşam ona pansuman yaparken yüzündeki tereddüt, benim çocukluğuma ait olmalıydı sadece. Onun gibi cefakâr bir kadının şimdisine değil…
Evet, keşke benim çocukluğuma da ait olmasaydı ama kim geçmişi değiştirebilirdi!
Anlaşılan şimdiyi de pek değiştirememiştim. Belki biraz…
Peki yaptığım bu pansumanla yapmak istediğim başlangıç geleceği değiştirir miydi?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir