19.04.2023

Sorumsuzdu. Sanki dünya onun etrafında dönüyordu. Sanki bir prensesti…
Oysa sadece küçük bir çocuktu. Ortalama bir zekâsı olan, ortalamadan biraz daha düşük seviyedeki bir ailenin içine doğmuş, biraz şımartılmış bir çocuk…
Zamanını doğru düzgün geçirmekten, eğlenmekten bile aciz, can sıkıntısından patlayan, zayıf karakterli olacağı şimdiden belli olan bir çocuk. Ona bir gelecek yazmak o kadar da zor olmazdı. Farklı hiçbir şeyi yoktu çünkü. Ne düşüneceği, nasıl bir insan olacağı şimdiden belliydi. Olmazdı ya, dibine kadar gelen olağan dışı bir fırsatın gözünün içine baksa anlayamayacaktı, çok iyi biliyordum.
Yine evde, salonun ortasında oynuyordu. Sanki her şeyin merkezindeymiş gibi bir şeyleri bozuyor, dağıtıyor ve tuhaf bir şekilde etrafındaki nesne ve insanlara özensizce davranıyordu. Ben de onu izliyordum. Büyük bir hınçla her hareketini göz hapsine almıştım. Sanki karşısında dikkat etmem gereken bir düşmanla muhatap oluyordum.
Ve bu çocuktan düşmanımmış gibi nefret etmekten kendimi alamıyordum.
Ebeveyninin dikkatlerinin dağınık olduğu bir ara, nasıl olduysa akvaryumumu devirmeyi başarınca artık daha fazla dayanamadım. Bir fırsatını beklemeye başladım. Ona gününü gösterebilmek için…
Babası yokken ve annesinin bir işi varken onunla ilgileneceğimi söylemiştim. Bana güvendiği için bıraktı çocuğunu. Eti benim kemiği onundu…
Ve gitti. Çocuk tam istediğim şeyi yaparak salondaki saksının toprağını çiçekle birlikte, onu hiç düşünmeden boşaltıverdi. İşte o zaman onu karşıma aldım ve tüm zehrimi akıttım:
“Küçük bir prenses olduğunu sanıyorsun ama değilsin! Sevimli, sevilebilir olduğunu zannediyorsun ama öyle değilsin. Zeki olduğunu sanıyorsun ama ortalamanın altındasın. Hatta aptalsın! Hayatında hiçbir şeyi başaramayacak, yoksunluklar içinde öleceksin! …”
Çocuk küçüktü. Belki söylediklerimin birçoğunu anlayamamıştı. Oysa ses tonum… Hayatında ilk defa böyle davranılmıştı ona. O günden sonra konuşmayı bıraktı. Ailesi bir daha benimle görüşmedi. Muhtemelen ona cinsel tacizde bulunduğumu falan zannediyorlar ya da bundan şüpheleniyorlardı.
Ne olursa olsun çocuk bir daha konuşmadı ve öylece köşesine sindi. Eh, ne yalan söyleyeyim, çok bir şey fark ettiğini düşünmediğimden zerre kadar vicdanım rahatsız olmamıştı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir