23.01.2023

Havada öylesine süzülen eflatun bir tüy kadar ferahtım. Kimseye verilecek bir hesabım kalmamıştı. Peki bundan sonra ne yapabilirdim? Daima istediğim tek şeyi… Buradan, etrafımdaki insanlardan ayrılabilirdim. Ödenecek tüm borçlarımı ödemiş, alabileceğim her şeyi almıştım. Artık yapmam gereken tek şey yapmak istediğim tek şeydi. Yanıma sırt çantama sığan birkaç şey alıp kimseye veda etmeden çıktım. Ufka kadar yürüdüm. Sonra… Sonra renksiz bir yere geldiğimi fark ettim. Ne renk vardı orada, ne de herhangi bir duyu organımla algılayabileceğim bir şey. Hiçlik vardı. Ben de oraya atıldım. Geri dönmekten, gerideki çoklukta hiçliği bilmekten iyiydi.

Okumaya Devam Et

06.01.2019

Bir mülakat sırasında beklemekteydim. Kuyruk çok uzundu ve herkes birbirini nefret dolu gözlerle süzmekteydi. Sadece bir kişi alınacaktı ve yüzlerce, yüzlerce kişi vardı orada. Alınacak olan kişinin kim olduğunu bilseler linç edebilirlerdi, o kadar gergindi ortalık. Ben de onlardan birisiydim. Bir sürü borcum vardı. Kendim için borçlanmamıştım ama parayı ben ödemek zorundaydım. Uzun hikayeydi işte, boş verin. Bu işe, bu maaşa ihtiyacım vardı. Yapabileceğimi de biliyordum benden istenenleri. O zaman neden ben alınmayacaktım ki? Ama alınmayacağımı hissediyordum ve bu beni çok kızdırıyordu. Oradakilerin yüzde doksan beşi de benim gibi düşünüyor olmalıydı. Sonra, içeriye otuzlarında bir kadın girdi. Kiminle göz göze …

Okumaya Devam Et