Kervanın en arkasında, istenmeyenlerin yolculuk ettiği mevkide kimsenin binmek istemeyeceği, kötü huylu bir devenin üzerinde seyrediyordu genç kız. Genç yaşta kocasını öldürmek suretiyle dul kalmıştı. Aslında kendisini dul bırakmıştı desek daha doğru olur. Herkes bunu bilse de; kimse bir şey ispat edemeyeceğinden ve kız liderlerinin kızı olduğundan sadece dışlanmakla kalmıştı. Taşlanmaktansa dışlanmak evlaydı. Zaten kendisi toplumunu çoktan dışlamıştı. Kendisi her ne kadar sessiz olsa da; devesine o kadar çok çıngırak takmıştı ki; zaten huysuz olan hayvanı deli ediyordu bu çıngırak sesleri. Tabii ki kervanda da dikkat çekiyordu. Gerçi o kadar büyük bir gürültü olmasa da çıngırakların metallerinden yansıyan güneş bile …