“Buna hazır olduğunu düşünüyor musun? Nasıl hazır olabilirsin anlamıyorum. Böyle bir şeyi kabul edecek kadar aptal olabilir misin gerçekten!” “Aptal değilim ben.” “Doğru ya, sen idealistsin! Asıl aptal olan benim değil mi? Seni ve ideallerini anlamıyorum. Artık geberip hazmedildiğinde o cahilin bokları arasından bulurum parçalarını! O köylünün bokunu gömerim mezara! Ziyaret ettiğimde de cesedin yerine bir avuç boku ziyaret eder, ona okurum dualarımı!” “Sen ne diyorsun be! Alay mı ediyorsun benimle?” “Evet… Seninle, saçma sapan ideallerinle… Kargaları bırak, solucanlar bile güler be size! Solucanlar bile…” “Keşke seninle evlenmeseydim.” “Keşke!” “Bir de semirttin kendini, seni afiyetle yesin diye. Ya, ben seni …
Etiket: #et
28.12.2022
“Birinci Bölüm” “İkinci Bölüm” Bir şeye bağlanmanın yan etkisi de buydu. Kedi gibi ne yapacağı kestirilemeyen bir varlığa bağlanmak mantıklı sayılmazdı. Aslında böyle şeyleri düşünmek saçmaydı, biliyordum ama bir şeyleri garantiye almaya çalışmak benim için bir tür ihtiyaçtı. Mutsuz bir insan değildim. Sadece mutlu değildim. Her şeyi ortalarda yaşamak benim için idealdi. İşe vardığımda geç kaldığımı fark eden çaycımız beni şaşırtarak bir şeyimin olup olmadığını sormuş, bana koyu bir kahve getirmişti. Türk kahvesinden pek hoşlanmasam da ikramını zevkle içmiştim. Beni düşünerek verilmiş bir şeydi neticede. Ayrıca sabah espressomu içmeyi de unutmuştum. Tuhaftır, kahve gelene kadar kafein almadığımı bile unutturmuştu bu …