Resim ve heykeller yapardı. Onun diğer ressamlardan ve heykeltıraşlardan farkı, yapmak istediği resme ya da heykele, yapmak istediği şeyin karar verdiğiydi. O sadece bir aracı, bir kuklaydı. Tüm sanatçılar söylerdi bunu; ama onlar benzetme olsun diye söylerlerdi. Ya da sadece öyle hissettikleri için… Oysa onun için durum tam da böyleydi. Bir şey yapmak istediği ya da yaratılmak isteyen şey çıkmak istediği zaman, zihnini bir ses işgal ederdi. Tıpkı şizofrenlerde olduğu gibi… Aslında bu sesler, çoğu şizofrende olmayacak kadar amaçlı ve tutarlı olurdu. Ses söylemeden önce, yapacağı şeyin bir resim mi yoksa heykel mi olacağını bile bilmezdi. Malzemeyi bile… “Bir kağıt …