17.02.2019

Motosikletlerin yaktığı benzin neden farklı kokar bilmem. Aslında söylemişlerdi ama hatırlamıyorum. Bana bu koku cesareti çağrıştırır. Arabalarda kullanılan benzin tuzu kuruluğu düşündürtürken motor benzini birazcık daha düşüncelidir, birazcık daha asi, birazcık daha esnektir. Ama kokusuzdur bisiklet. En iyisi odur. Sadece pabuçları eridiğinde gürültü yapar frenleri. Sadece zincir attığında takırt eder ve o, gözü karadır ama motor gibi dayılanmaz ya da araba gibi ayak sesiyle ortalığı titretmez. O sadece, ses çıkartmayan, lastik ayakkabılarıyla geçen bir işçidir. Hey hat ki, dünya yüzeyinde en çok yer kaplayan o değildir. Ben bile, bisikletin kokusundan çok motor benzininin kokusuyla anımsarım özgürlüğü. Oysa özgürlüğü çağrıştırmak bisikletin …

Okumaya Devam Et

30.12.2018

Bisikletini sürerken sol elinde telefonunu tutuyordu. Beklediği bir insandan, beklemediği bir mesaj gelmişti çünkü. Yani normalde bisiklet sürerken telefon kullanmayı sevmezdi. Kurallara aykırı olduğu için değil, rüzgarla, özgürlük hissiyle arasına kimsenin ya da hiçbir şeyin girmesini istemediğindendi. Ona mesaj gönderen kişiden tam on yedi yıl haber almamıştı. Tam on yedi yıl beklemişti. Beklemekle kalmamıştı ama gelmek ya da bulunmak istemeyen birisini aramak boşunaydı. Bunu iyi bilirdi. Kendisi de bulunmaya çalışılan ama sadece daraltılan kişi olmuştu birkaç kez. Onun için bunun ne kadar bunaltan ve üzerine giden şahıstan iyice soğutan bir şey olduğunu biliyordu. Sonunda yazmıştı ama. Her şeyi unutamasa da …

Okumaya Devam Et

25.10.2018

Zemin kötüydü. Bisikletimi süremiyordum. İnip yedeğime aldım. Yokuş dikti, taşlarla ve irili ufaklı çukurlarla kaplıydı. Yine de gitmekte olduğum yoldan hiç kimse döndüremezdi beni. Gitmek istediğim yer bir uçurumun başıydı. Ve sonra… Bisikletin üzerinde uçurumdan atlamak suretiyle ölen, belki de bir şekilde yaşamaya devam edecek olan nadir insanlardan olacaktım. Belki de tek insan…

Okumaya Devam Et

04.09.2018

Bisikletime atlayıp gökkuşağından geçersem; bisikletim bir ata, ben de çok eski zamanlardaki bir münzeviye dönüşür müydük acaba? Cinsiyetimin değişmesini istemiyordum. Sadece bir kadına münzevi olma şansı verebilen bir topluma ve zamana ışınlanmak istiyordum. Cadı olarak yakılmadan; ya da bir kız kurusu şeklinde değerlendirilmeden; böyle değerlendirilmek önemli değildi ama bunun için rahatsız edilmeden yaşayabileceğim bir mekan ve zamana… Bir kedi rahatlıkla kişiliğini yaşayabiliyorsa ben de yaşayabilmeliydim. Gerçi kedilerin sokaklarda gözü kulağı parçalanmış olması, onların da pek rahat yaşayamadığını göstermiyor muydu? Yine de… en azından bir kedinin kayıtsızlığı ve kaderciliğiyle davranabilmek… oldukça özenilesiydi. Peki neden bunu istiyordum? Hem de gerçekleşmeyeceğini bile bile… …

Okumaya Devam Et

29.04.2018

Resim ve heykeller yapardı. Onun diğer ressamlardan ve heykeltıraşlardan farkı, yapmak istediği resme ya da heykele, yapmak istediği şeyin karar verdiğiydi. O sadece bir aracı, bir kuklaydı. Tüm sanatçılar söylerdi bunu; ama onlar benzetme olsun diye söylerlerdi. Ya da sadece öyle hissettikleri için… Oysa onun için durum tam da böyleydi. Bir şey yapmak istediği ya da yaratılmak isteyen şey çıkmak istediği zaman, zihnini bir ses işgal ederdi. Tıpkı şizofrenlerde olduğu gibi… Aslında bu sesler, çoğu şizofrende olmayacak kadar amaçlı ve tutarlı olurdu. Ses söylemeden önce, yapacağı şeyin bir resim mi yoksa heykel mi olacağını bile bilmezdi. Malzemeyi bile… “Bir kağıt …

Okumaya Devam Et