28.07.2018

Kış mevsimi olmasına rağmen havalar son derece ılık seyrediyordu. Yine de epey yağışlıydı ve nemin olduğu her yerde olduğu gibi etrafta salyangozlar kol gezmekteydi. Onlara basıp o diş kamaştırıcı çatırtıyı ayaklarımın altında duymaktan takıntılı bir biçimde korkmaktaydım. Bir kere olmuştu çünkü. Gerçekten bir salyangozu ayağımın, o lanetli sağ ayağımın altında ezmiştim. O sert kabuğun altındaki sümüksü madde… Onu hayal etmek bile… Hayatımda hiçbir şeye acımamış olan ben, bu yaratıklara acıyordum. Bu kadar savunmasız oluşlarına. Bir tuz taneciğinin yumuşacık bedenlerini çözüverişine sözgelimi… Acımak, bana gökteki yıldızlar kadar uzak olduğundan, düşünce ufuklarıma kadar dolduruyordu zihnimi bu yaratıklar. Attığım her adımda onları düşünür …

Okumaya Devam Et