25.10.2023

Küçük bir çocuktu daha. Yedi yaşındaydı. İkimiz de yedi yaşındaydık, birinci sınıfa başlamıştık. Arkamda oturuyordu. Ona bakacağım diye devamlı kafamı çevirmek zorunda kalmamak için bir türlü aynı sırada oturmayı istemeye cesaret edemesem de bunu bir gün yapacağımı biliyordum. O da kabul edecekti bence. Niye etmesin ki? Sırasına eğilmiş öğretmene bir şeyler anlatıyordu her zamanki gibi. Okulun ikinci haftasındaydık ama her zaman böyle yapacağı şimdiden belliydi. “Siz bana öğretmiyorsunuz ki öğretmenim…” “Peki neden öğretmenim diyorsun bana?” “Herkes öyle dediği için. Ama siz bana öğretmiyorsunuz yine de.” “Ne yapıyorum o zaman?” “Benden izin istiyorsunuz.” “Ne için?” “Okumam, yazmam hesap yapmam için.” Öğretmenimiz …

Okumaya Devam Et

05.04.2023

Elimdeki tonlarca çeken silgiyle kara tahtayı silerken; kendimi bir kayayı dağın zirvesine defalarca taşımakla cezalandırılan şu adam gibi hissediyordum. Ayaklarımın üzerinde geriye yaylanınca devrileceğimden korktuğumdan hemen silgiyi tahtaya bırakıp sandalyeme oturdum. Devrilirsem şu canavarlardan biri beni kaldırır mıydı? Hiç sanmıyordum. Tansiyonum mu düşmüştü acaba? Başım dönüyordu. Ya ölürsem… En azından, öldüğümde bir daha o tahtayı silmeyecektim. Hazırdım ölmeye. Bir tane, sadece bir tane iyi çocuk yetiştirebilmiş miydim acaba? İyi bir insan dünya yüzünde mevcut muydu? Hani şu adını bir türlü hatırlamadığım kayalı adam bile ölümden kurtulacağını sansa da cezadan kurtulamamış. Oysa benim ölmekle bir alıp veremediğim yok. O adam ölmek …

Okumaya Devam Et