10.03.2020

Elinde telefonu, düşünüyor. “Acaba şu telefon rehberinde olan birisiyle mi birleştireceğim hayatımı?” Rehberdeki kişilerin fotoğraflarına teker teker göz atıyor. Bazılarında fotoğraf olmasa da önemi yok. Onları da anımsayabiliyor. Birisi hariç… Yoksa o mu? Elindeki bir telefondaki, küçücük bir programa indirgenmiş tüm dünyası bir anda adeta. Diğer tüm insanlar, tüm yüzler sıfırlanıp; o anımsanamayan yüzün pikselleri büyümekte zihninde. Oysa pikseller karanlık… Aniden bu numarayı arayıveriyor. ‘Aradığınız numara kullanılmamaktadır’ bile demiyor bir bant kaydı. Yok, telefonda ses yok… Sonra derinlerden bir yerlerden yeğeninin telefonu eline alıp rehbere bir şeyler girdiği an geliyor aklına. Gülüyor. Gözlerini devirmesiyle dünyadaki olasılıklar arkaplanına geri geliyor. Yine …

Okumaya Devam Et

12.11.2018

Geminin adı; “Rastgele” idi. Bu gemiye bindin mi, ne kaptan olurdun ne tayfa. Olasılıklardı mürettebatı ve her anda, bir olasılığın hakim olduğu her anda, değişirdi kaptanı. Yani bu gemide insan sadece küçük bir ayrıntı, tahta koltukları dolduracak popo sayısıydı. Kelle bile değil… Gemiye bindiğin anda, koltuktan kalkmak dahi yasaktı. Özgürlük denen şey orada imkansız, hatta komikti. Ama bir de gemi durdu mu… İşte o zaman, o zaman özgürleşirdin. Yavrularını uçurumdan iten bir ana kuş gibi iterdi seni gemi götürdüğü olasılığa. İter ve beklerdi. Sonsuz bir sabrı vardı. Bu olasılığı yaşadıktan sonra ona geri dönmeni beklerdi. Bazı yolcular orada kalmayı tercih …

Okumaya Devam Et