10.03.2020

Elinde telefonu, düşünüyor. “Acaba şu telefon rehberinde olan birisiyle mi birleştireceğim hayatımı?” Rehberdeki kişilerin fotoğraflarına teker teker göz atıyor. Bazılarında fotoğraf olmasa da önemi yok. Onları da anımsayabiliyor. Birisi hariç… Yoksa o mu? Elindeki bir telefondaki, küçücük bir programa indirgenmiş tüm dünyası bir anda adeta. Diğer tüm insanlar, tüm yüzler sıfırlanıp; o anımsanamayan yüzün pikselleri büyümekte zihninde. Oysa pikseller karanlık… Aniden bu numarayı arayıveriyor. ‘Aradığınız numara kullanılmamaktadır’ bile demiyor bir bant kaydı. Yok, telefonda ses yok… Sonra derinlerden bir yerlerden yeğeninin telefonu eline alıp rehbere bir şeyler girdiği an geliyor aklına. Gülüyor. Gözlerini devirmesiyle dünyadaki olasılıklar arkaplanına geri geliyor. Yine …

Okumaya Devam Et

16.10.2018

Barış Kebapçısı… Dükkanıma girdiğinizde, mis gibi kuyruk yağı kokusuyla selamlarız burnunuzu. Genel olarak sizi selamlayansa çoğunluk Selçuk’tur sağ olsun. Kendisi garsonumuzdur. Nazmi ve Rıdvan da garsonlarımızdır. En eli çabuk olan Rıdvan, en sakarları Nazmi, en güler yüzlüleri de Selçuk’tur. Aşçı da bendeniz. Adım da Yusuf. Aynı zamanda bu dükkanın sahibi olurum. Ha, kasada da Servet durur. Servet güvenilir çocuktur, oğlumdur. Peki bu dükkanın adı neden Barış’tır bilir misiniz? Barışın asla olmayacağını bilirim. Onun için barış istediğimden dükkana Barış ismini koymuş değilim. Ne de olsa bu dünyada geçerli tek şey savaş olacak hep. Oğullarımdan birisinin adı falan da değil; ya da …

Okumaya Devam Et

12.03.2018

Telefonunu açıp rastgele bir numara çevirdi. Ergenlerin yapacağı bir şeydi ama çok yalnız hissetmişti kendisini. Belki güzel, teskin edici bir sesten birkaç cümle duyduğunda rahatlayabilirdi. Bir an için kendisini yalnız hissetmekten kurtulabilirdi. Telefonun ucunda birisi olacak mıydı? Olursa ne diyecekti, bilmiyordu. Planlamamıştı bunu. “Alo…” İşte açmıştı birisi. Bir adam… “Şey, merhaba… Ben Suzan’ı aramıştım; ama…” Suzan da nereden çıkmıştı? Suzan isminde bir arkadaşı bile yoktu. “Yanlış numara hanım efendi.” Ne kadar da güzel bir sesi vardı bu adamın! “Peki, kusura bakmayın, iyi akşamlar…” İşte o da “İyi akşamlar,” diyecek ve telefonu kapatacaklardı karşılıklı. Burada bitecekti ve o kendisini yalnız hissetmeye …

Okumaya Devam Et